Çatışma, insanların iletişiminin kaçınılmaz bir yanıdır. İnsanlar üzerinde yıkıcı bir etkiye sahiptir. Ve derin depresyona neden olabilir. Aynı zamanda, yalnızca büyümenin üstesinden gelmek yoluyla gerçekleşebileceğinden, çatışma bireyin ve toplumun ilerlemesinin itici tarafıdır. Psikolojide, insanlar arasındaki anlaşmazlıkların ortaya çıkması sorunu aktif olarak incelenmektedir. Bu çalışmadaki en zor soru, çatışmayı çözmenin etkili yollarını aramaktır.
Çatışmanın nedenleri ve türleri
Çatışma, güçlü olumsuz duyguların eşlik ettiği inatçı bir çelişkidir. Bu öfke, öfke, öfke, nefret. Ve bazı durumlarda, yönlendirilmiş eylemler eşlik eder. Her çelişki bir çatışmaya yol açabilir, ancak yalnızca bir kişinin onurunu ve kendisi için önemli olan çıkarlarını etkileyen bir çatışmaya yol açabilir. İnsan onuru, ahlaka dayalı yaşam ilkelerini içerir. Bu nedenle, kaybetmek, birileri sizi buna zorladığı zaman ilkelerden vazgeçmek anlamına gelir.
Araştırmacılar iki grup çatışma nedenini ayırt ediyor: kişisel nitelikler ve sosyal faktörler. İlk durumda, insanlar arasında çıkarları, ihtiyaçları ve yaşam ilkelerinin uyuşmaması nedeniyle çatışmalar ortaya çıkar. Bireylerin kişisel nitelikleri (kıskançlık, kabalık, kabalık vb.) onları çatışmanın başlatıcısı yapar. Ancak bazı durumlarda dış etkenler (çevre, çevre) kişiyi tahrik edebilir. Bunlar arasında: profesyonel alanda başarısızlıklar, düşük maddi destek, beklentileri karşılayamama, kariyer fırsatlarının eksikliği, güçten memnuniyetsizlik ve diğerleri.
Çatışma türleri, ortaya çıkma nedenlerine karşılık gelir: kişilerarası, sosyal ve ekonomik. İnsanlar arasında bir çelişkinin ortaya çıkmasının nedeni, içeriğini ve çözüm yöntemlerini belirler. Kişilerarası anlaşmazlıklar her zaman bir kişinin çıkarlarını etkiler. Bu çatışmaların çözümü güçtür, çünkü bir kişinin ilkelerinden taviz vermesi zordur ve buna göre bir rakiple anlaşmak imkansızdır.
Sosyal ve ekonomik çatışmalar, bir kişinin yerleştirildiği dış çevreye bağlıdır. Bir grup insanın çıkarlarını etkilerler.
Çatışmayı çözmenin yolları
Bir çatışmanın en zor kısmı onu çözmektir. Tarafların çığlık atmaya başladığı şu anda, öfkeli duyguları durdurmak son derece zordur. Bu yıkıcı bir durumdur. Bu nedenle, pratisyen psikologlar, ilk aşamalarda anlaşmazlıkların önlenmesi ve çözülmesi gerektiği sonucuna varırlar.
Çatışmayı çözmek için dört seçenek vardır.
Birincisi, insan etkileşimini en aza indirmektir. Tartışmalı kişi yok, sorunun kendisi yok.
İkinci yol, bir uzlaşma bulmaktır. Uzlaşma, karşılıklı tavizleri içerir. Bu durumda, her iki taraf da ikna olmaz, ancak barış uğruna desteklenen ilkelerin bir kısmını feda eder. Uzlaşmanın ciddi bir kusuru var. Memnuniyetsizlik duygusu kişide kalır. Ve er ya da geç yeni bir yüzleşmede kendini gösterecektir.
Açık konuşma, bir çatışmayı çözmenin üçüncü ve en akıllı yoludur. Bu, taraflardan birinin uzlaşma yoluna girdiği ve tartışmalı bir konuyu tartışmaya hazır olduğu bir durumdur. Üçüncü bir tarafın yardımı sıklıkla kullanılır - hakem. Hakemin rolü bir psikolog, bir yetkili veya sadece yakın bir kişi tarafından gerçekleştirilebilir. Bir konuşmada, anlaşmazlığın tarafları memnuniyetsizliklerini kabul edilebilir bir biçimde ifade etme fırsatına sahiptir. Bu stresi azaltmak için önemlidir. Bazen insanlar sadece konuşmaya ihtiyaç duyar. Bundan sonra taraflar tartışmalı durumdan kendilerini tatmin edecek bir çıkış yolu bulmaya çalışırlar.
Bir çatışmayı sona erdirmenin dördüncü yolu işbirliğidir. O çok pragmatiktir, çünkü onun durumunda taraflar menfaat elde etmek için anlaşmazlığı kullanmayı tercih ederler.