Herhangi bir savaş ciddi bir trajedidir. Sonuçta, herhangi bir silahlı çatışma, kısa süreli ve önemsiz bile olsa, can kaybına ve yıkıma yol açar. Savaşın yüz binlerce hatta milyonlarca insanı kanlı yörüngesine çektiği durumlar hakkında ne söyleyebiliriz. Savaşın insan hayatını alıp birçok insanı sakat bırakmasının yanı sıra üzücü bir özelliği daha var: insan ruhunu, alışkanlıklarını, değer sistemini değiştiriyor. Ve bu değişiklikler çok olumsuz olabilir.
Talimatlar
Aşama 1
Barış zamanında, insan hayatı en yüksek değer olarak kabul edilir. Çoğu ülkenin mevzuatının en tehlikeli suçlular için bile ölüm cezası öngörmemesi tesadüf değildir. Ancak savaşta bir insan hayatının değeri neredeyse sıfıra düşer.
Adım 2
Kendini bir muharebe bölgesinde bulan herkes (dahası, sadece bir asker ya da milis değil, hatta bir sivil bile) her an ölebileceğini ya da sakat kalabileceğini anlamalıdır. Bu başlı başına güçlü bir iradeye sahip cesur, çekingen bir insan için bile bir çiledir. Patlayan bombaların ve mermilerin doğal insan korkusunu, ölü ve parçalanmış bedenleri görünce şoku, uzun süre dayanabilen güçlü fiziksel ve sinirsel gerginliği eklersek, savaştaki insanların ruhunun sıklıkla bunu yapması şaşırtıcı değildir. ayağa kalkma. Ve savaşın bitiminden uzun bir süre sonra bile, katılımcıları motivasyonsuz saldırganlığa, görünüşte zararsız sözlere ve eylemlere yetersiz tepki vermeye eğilimli olabilirler. Bu tür insanlar, duygularıyla baş etmek çok zor olduğu için bir uzmanın yardımına ihtiyaç duyarlar.
Aşama 3
Herhangi bir savaş bir insanı sertleştirir ve bu doğal bir fenomendir. Ancak genellikle acılık aşırı, itici biçimler alır. Özellikle silahlı çatışmanın karşı tarafını adeta bir iblis gibi gösteren hünerli propagandanın arka planına karşı. Daha sonra, yalnızca savaşta (ki bu acımasızdır) değil, ondan sonra da - örneğin mahkumlara karşı misilleme vakaları gibi kasıtlı ve haksız zulüm tezahürleri ortaya çıkar.
4. Adım
Savaşa girdikten sonra, hassas ve nazik bir insan bile çok geçmeden güçlü kendini koruma içgüdüsüne uymaya başlar ve bu onu en değerli (hafifçe söylemek gerekirse) davranışlarda bulunmaya itebilir. Aynı zamanda, düşmanlıklara katılanların hem düşmana hem de sivillere karşı makul bir insanlık sergilemeleri nadir değildir. Yani acımasız bir dürüstlükle yapılan savaş, insanın gerçek özünü ortaya çıkarır.
Adım 5
Her silahlı çatışma, yağma, yani bir başkasının mülküne silah tehdidi altında bir savaş bölgesinde zorla el konulması gibi olumsuz bir fenomene yol açar. Bu, disiplini sarsabilecek ve orduyu silahlı bir çeteye dönüştürebilecek ciddi bir sorundur. Bu nedenle, savaş zamanı yasalarına göre, yağmacılar, örnek bir ölüm cezasına kadar ciddi şekilde cezalandırılır.