Sıradan bir yalan, bir insana hayatı boyunca eşlik eder. İnsanlar neden yalan söyler, en samimi ve nezih bile olsa, bu gerçekten insan doğasında var mıdır?
Bir insan hayatı boyunca yalan söyler. Kendinize, yakınlarınıza, çevrenizdekilere - iletişimde olduğunuz herkese, iletişim halinde olduğunuz herkese. Yalanların biçimleri sayısız ve çeşitlidir - yalanlar, yalanlar, kurnazlık, kurnazlık, masallar, peri masalları ve hatta masum şakalar. Yalanları kınayan meslekten olmayan kişi, "yalan" olduğunu bile varsaymaz, ortaya çıkar - bir insanın hayatının farklı dönemlerinde farklı işaretlere, motivasyona sahip olan ve kendini farklı şekillerde gösteren doğuştan gelen bir özellik.
- 2 ila 7 yaş arası, kaprisler ve fantezi gibi aldatma biçimleri bir çocuk için en tipik olanıdır.
- 8 ila 13 yaş arasında kurnazlık ve gizlilik özellikle güçlü bir şekilde gelişir (görmedim, bilmiyorum, fark etmedim vb.)
- 14 yaşından 19 yaşına kadar, düşman, sosyal öneminin abartılmasıyla motive olur - bunlar, anlatıcı tarafından canlı renkler ve çarpıcı ayrıntılarla sunulan kişisel "kahramanlık" hikayeleridir.
- 19'dan 35'e "ticari yalanlar" gelişir. Başka bir deyişle, herhangi bir yalan, maddi fayda sağlıyorsa iyidir.
- 35'ten 45'e kadar bir "olgun yalan" ortaya çıkar, bir kişinin hayatının bu döneminde "aile" yalanı gelişir. Ayrıca, karı koca arasındaki aldatma özünde tamamen masum olabilir, sadece eşinize zarar vermemekle bağlantılıdır. Bu süre zarfında, evliliğin gücü test edilir ve yalanlar, evlilik bağının temsilcilerinden birinin hem flört etmesi hem de ihaneti ile ilişkilendirilebilir.
- 45'ten 55'e kadar yalan mükemmel şekiller alır ve karmaşık aldatma aşamasına geçer. Bir kişi tüm yaşamı "yalan söyleme yeteneğinin deneyimini" kullanır. Bu yaşta, yalan söyleyen bir kişiyi yalan söylerken yakalamak en zor olanıdır.
- 55 yaşından itibaren - "fikriniz" olarak gizlenen harika bir aldatma şekli gelişir. Başka bir deyişle, herhangi bir yalan, yaşlı bir insanda bazı şeylerin kişisel, "deneyimli" bir görünümü olarak haklı gösterilebilir ve sunulabilir.
Tabii ki, herkes yalan söyleme sanatını kesinlikle bireysel olarak geliştirir, ancak insan kişiliğinin doğasında bulunan "yalanların" belirli bir programatik gelişimi vardır, bu yüzden psikologlar ve insan ruhları araştırmacıları arasındaki bitmeyen anlaşmazlıklar devam etmektedir.