Kabul edilmelidir ki, hayatımızdaki "ben" kelimesinin son anlamı yoktur. Her gün kaç kez kullandığımızı sayarsanız: Sanırım istiyorum, eminim…
Bu "ben" in arkasındaki kişi, her bireyin hayatındaki ana karakterdir. Kendi dünyamızı nasıl yarattığımız tecrübemiz, bilgimiz, dünya görüşümüz tarafından belirlenir. Biz kendimiz bu dünyanın merkeziyiz ve bu konumdan etrafımızdaki gerçekliğe bakar ve değerlendiririz.
Kendimizi de değerlendiririz çünkü bizi bizden daha iyi kimse tanıyamaz. Ama bu konuda sevdiklerimizin görüşlerini sorarsak dışarıdan görünenin ne kadar farklı olduğuna şaşırabiliriz! Birimiz için en önemli olan, diğeri için önemsiz bir şey.
Örneğin, bir erkeğin en büyük hayali bir arabadır, ancak onu satın almak için yeterli para yoktur. Bir arkadaşının da arabası yok ama bu gerçek onu hiç üzmez. Düşünceleri başka bir sorunla meşgul: Ağır hasta bir anne, acil bir ameliyat gerekiyor ve mümkün olan en kısa sürede büyük bir meblağ toplaması gerekiyor.
"Ben" inizi hesaba katmanız, kendinize değer vermeniz, takdir etmeniz, saygı duymanız ve benzersizliğinizi kabul etmeniz gerekir. Aynı zamanda, sevgili, önemli ve benzersiz "Ben" ile yakınlarda aynı benzersiz insanlar olduğunu unutmayın.
İnsanlar arasında ortaya çıkan herhangi bir çatışma, her biri duyulma ve anlaşılma hakkına sahip olan iki “Ben” in çatışmasıdır. Ve rakibinizin hatalı olduğunu düşünüyorsanız bile onun görüşüne saygı gösterin. Diğer kişinin bakış açısı sizinkinden farklı olduğu için aynı derecede değerlidir.
Diğer insanları sev ve değer ver, onlar da eşsiz ve eşsizdir, ayrıca kendi görüşlerine sahip olma hakları vardır.