İstatistiksel olarak, hemen hemen her iyi kız, kalbinde kötü bir oğlanın hayalini kurar. Bu neden oluyor? Neden kimse sevecen romantikler, serenat yapmak ve şiir yazmak istemiyor? Bu soruların cevaplarını bulmak için ortak bir zemin bulmanın yanı sıra doğaya ve hayvan dünyasına dönmeye değer.
İnsanların tek bir temel içgüdüsü olduğu bilinmektedir - kendi türlerinin hayatta kalması. Kendini koruma içgüdüsü kadar iyi çalışır. Ayrıca bize bir insanın hayatta kalması, yiyecek alması, üreme için bir eş bulması gerektiğini söyler. Diğer ikisi temel içgüdüden kaynaklanır - cinsellik ve güç ihtiyacı.
Dolayısıyla cinsellik ihtiyacı, hayatta kalmaya yol açan temel insan ihtiyaçlarından biridir. Çoğalma fırsatı için verilir. Onsuz, insanlığın hayatta kalma şansı olmazdı ve bu doğaldır. Hayvanlar dünyası örneğinde, yalnızca türlerinin güçlü temsilcilerinin ilişki kurma hakkına sahip olduğunu görüyoruz. Bu nedenle, cinsel içgüdü doğrudan güçle ilgilidir. Bir kişiyi tüm psikolojik engellerden ve zayıflıklardan mahrum eder. Tek kelimeyle, doğanın ne olursa olsun yarışı devam ettirebilecek bir temsilciye ihtiyacı var. Erkek cinsiyet hormonu testosteron, özellikle cinsel uyarılma sırasında aktif olarak üretilir. Ama aynı zamanda bu hormon sadece saldırganlık sırasında değil, aynı zamanda bir erkeğin cesaret, bir güç dalgası yaşadığı ve bir kazanan gibi hissettiği durumlarda da üretilir.
Bir kadının kafasında, kötü bir adam imajını gördüğünde, şu dernekler kurulur: zafer, cinsel enerji, üreme, güç. Doğal dünyadaki zayıf temsilcilerin üreme hakkı yoktur, çünkü dişi ve aslında doğanın kendisi zayıf yavrularla ilgilenmez. Bu nedenle, en ukala, en agresif olanı seçer ve görgü ve hassasiyetle ilgilenmez. Kızların "romantizm" kelimesiyle tanımladığı imajın tamamı, modern toplumun dayattığı bir erkek imajıdır. Ancak binlerce yıldır içimizde var olan doğal her zaman daha güçlü çıkıyor.