Psikolojik danışma, danışanın ve profesyonel psikoloğun birlikte sorunu anladığı ve onu çözmenin en iyi yollarını bulduğu bir konu hakkında organize bir konuşmadır. Danışmanlığın sorunsuz işlemesi için, doğru şekilde organize edilmesi çok önemlidir.
Talimatlar
Aşama 1
Rahat iletişim için gerekli tüm koşulları sağlayın. Psikolojik danışma, danışandan belirli bir samimiyet ve psikoloğun hayatının kişisel alanlarına girmesine izin verme isteğini gerektirir. Bu nedenle danışanın rahat bir ortamda olması çok önemlidir. Parlak ışıklı veya tersine aşırı karanlık odalardan kaçının. Danışanın yabancı seslerden rahatsız olmaması ve diğer yandan başkası tarafından duyulmaktan korkmaması için muayene odası dış seslerden iyi yalıtılmalıdır.
Adım 2
Belirli bir müşteriyle buluşmaya hazırlanın. Mümkünse, toplantı doğrudan yapılmadan önce kişisel dosyasını inceleyin. Ailesi, işi, daha önce gitmişlerse diğer doktorlarla istişareleri hakkında bilgi edinin. Müşteriyi testi evde tamamlaması ve randevudan bir gün önce size getirmesi için davet edin. O zaman materyali analiz etmek ve en iyi iletişim stratejisini geliştirmek için zamanınız olacak.
Aşama 3
Müşteriyi dikkatlice dinleyin. Konuşkan bir hikaye anlatıcısı bulmak, iyi bir dinleyici bulmaktan çok daha kolaydır, bu nedenle insanlar sürekli olarak ilgisiz kalırlar. Bir psikoloğa dönersek, bir kişi en azından duyulmasını bekler. Konuşma, başlı başına herhangi bir terapinin parçasıdır: konuşma ve düşünme arasındaki bağlantı, göründüğünden çok daha güçlüdür. Düşüncesini sözlü olarak resmileştiren kişi, soruna farklı bir şekilde bakmaya başlar ve bu genellikle onu çözmesine yardımcı olur.
4. Adım
Fikrinizi müşteriye empoze etmeyin. Profesyonel bir psikoloğun görevi, sorununu bir kişi için çözmek değil, ortaya çıkan zorlukları bağımsız olarak anlamasına yardımcı olmaktır. Müşterinin kendisinin belirli bir karara varması ve yapılan seçimden sorumlu olmaya hazır olması çok önemlidir.
Adım 5
İletişiminizi diyalog ilkesine göre kurun. Özü, karşılıklı görüş alışverişinde değil, sohbete katılanların her birinin kişisel özgürlük ve kendi kaderini tayin hakkının içsel olarak anlaşılması ve tanınmasıdır. İletişim iki yönlü ve karşılıklı saygıya dayalı olmalıdır, aksi takdirde istişare anlamını yitirecektir. Bir psikolog, danışandan sadece açıklık beklememeli, aynı zamanda psikolojik olarak kendini açmaya hazır olmalı, kendisi üzerinde baskıya izin vermemeli, aynı zamanda kendisine baskı yapmamalıdır. Sadece psikolog ve danışan sorunun çözümüne eşit katkıda bulunursa konuşma etkili olacaktır.