Tüm kişilerarası iletişim türleri arasında, sözde dokunsal temas, yani başka bir deyişle dokunma önemli bir rol oynar. Bazı insanlar için dokunsal duyumlar en etkili bilgi kaynağıdır, bu nedenle dokunsal temas olmadan iletişim onlar için neredeyse imkansızdır.
İletişim psikolojisinde dokunsal temas, bir kişinin diğerine dokunması anlamına gelir. Aslında bu, insanlar için mevcut olan ilk iletişim yoludur, çünkü bir kişi yeni doğduğunda, dokunsal duyumların aksine işitsel ve görsel bilgileri henüz yeterince algılayamaz. Bazı psikologlar, gelecekteki insan ruhunun temellerinin iletişimin bu aşamasında doğduğuna inanırlar.
Dokunsal temas türleri
Geleneksel olarak, dokunsal temaslar birkaç türe ayrılır. Her şeyden önce, bunlar sözde "profesyonel" dokunuşlardır. Doktorlar, masörler, stilistler, terziler profesyonel faaliyetlerinde dokunsal temas olmadan yapamazlar. Kural olarak, çoğu insan, herhangi bir ek bilgi içermediklerini fark ederek, bu tür temasları sakince alır.
Psikologlara göre, kadınlar dokunsal temas konusunda erkeklerden daha olumlu olma eğilimindedir. Bu nedenle dokunmaya verilen olumlu tepkiye "kadınsı" denir.
İkinci grup ritüel dokunmayı içerir. Bu mistik uygulamalarla ilgili değil, tamamen tanıdık bir el sıkışma veya yanaktan hoş bir öpücükle ilgili. Örneğin el sıkışmanın barışçıl ve dostça niyetleri göstermenin bir aracı olarak ortaya çıktığı biliniyor, ancak zamanla bu hoş geldiniz dokunuşu neredeyse zorunlu bir ritüel haline geldi.
Son olarak, dokunsal temasın kullanıldığı en geniş alan kişilerarası ilişkiler alanıdır. Buraya dokunmak, şefkat, sempati, akrabalık, cinsel çekiciliğin bir tezahürüdür. Bu sarılmalar, öpücükler, omzuna dostça bir dokunuş veya hafif vuruşlar olabilir. Bu tür güçlü dokunsal temas, erkek ve kız arasındaki gibi yakın ilişkilerin etkili bir göstergesidir.
Dokunsal temas sosyal durumu gösterebilir. Çoğu zaman, toplumda daha yüksek bir pozisyonda olan insanlar dokunmaya izin verir, örneğin bir patron, bir astını omzuna tokatlayabilir.
İletişimde dokunmanın rolü
İletişim psikolojisinde, birkaç ana iletişim kanalı vardır. Belirli bir kişinin hangi kanalı tercih ettiğine göre, birkaç gruptan birine aittir: "işitsel", "görsel" ve "kinestetik". En eksiksiz bilgiyi alan ilk kişinin duyması, ikincisinin görmesi ve üçüncünün hissetmesi gerektiğine inanılmaktadır. Bu durumda duyular, her şeyden önce koku ve dokunma duyusu anlaşılır. Bu nedenle, kinestetik, yalnızca bilgi almak için değil, aynı zamanda iletmek için de ihtiyaç duydukları dokunmaya büyük ölçüde güvenir. İletişim mesafesini kısaltmaya yönelik bilinçsiz arzuları, mekanik dokunuşlar ve muhatabın görünmez toz lekelerini çalmasıyla kolayca tanınabilirler. Kinestetik ile iletişim kurmak, herhangi bir dokunsal teması derinden samimi bir süreç olarak gören insanlar için çok stresli olabilir. Böyle bir insansanız, çatışmayı önlemek için dokunmadan hoşlanmadığınız konusunda açık kinestetikleri hemen uyarmaya çalışın.