Bilgi aktarma yolu 2 türe ayrılır: sözlü ve sözsüz. İnsanlar arasında bir iletişim yolu olarak sözlü biçim, bir kişinin konuşmasıdır. Sözsüz iletişim yüz ifadeleri, jestler ve vücut hareketlerini içerir.
Sözlü saldırganlık kavramı ve özü
İnsanların etkileşimi, yani bilgi aktarımı, sözlü temas yoluyla duygu ve izlenim alışverişi, sözlü iletişim olarak adlandırılır. İnsanlar iletişim kurarken sadece bir nesne, olay veya olgu hakkında bilgi paylaşmakla kalmaz, aynı zamanda ona karşı tutumlarını da ifade ederler. Bu, iletişimin özüdür: diyalogdaki katılımcılar, kendi bakış açılarıyla ikna etmeye veya belirli duyguları uyandırmaya çalışarak birbirlerini etkilemeye çalışırlar. Bu durumda agresif iletişim eylemi, konuşmaya katılanın bir saldırgan gibi davranması ve konuşma saldırganlığı yardımıyla düşüncelerini, duygularını, duygularını ifade etmesi ile karakterize edilir.
Sözlü saldırganlık, olumsuz duyguları kelimelerle ifade etmenin bir yoludur. Konuşmanın insanlar arasında evrensel bir iletişim aracı olduğuna dikkat edilmelidir. Bu nedenle, sözlü saldırganlık olumsuz konuşma etkisi ile karakterizedir. Bu nedenle, bir kişinin duruma karşı tutumunu bağırarak, hakaret ederek, taciz ederek veya tehdit ederek ifade ettiği yıkıcı (yıkıcı) davranışına sözlü saldırganlık denir.
Sözlü saldırganlık, antisosyal davranış olarak kabul edilir, çünkü zihinsel bozukluklara ve sapmalara neden olabilir. Çoğu zaman, sözlü saldırganlığın canlı tezahürleri fiziksel şiddetle sınırlanır. Agresif konuşma davranışının nedenleri, bir kişinin mevcut duruma karşı memnuniyetsizliği, anlaşmazlık veya çelişkili tutumudur.
Genelde saldırganın amacı dikkat çekmek, iradesine boyun eğdirmek, rakibin kişiliğinin itibarını küçümseyerek saldırganın özgüvenini artırmaktır. Sözlü saldırganlığın gizli tezahürlerinin, örneğin kötü şakalar, dolaylı kınama veya suçlamaların, saldırganlığın zayıf tezahürleri olarak adlandırıldığına dikkat edilmelidir.
İnsan davranışı bilinçli ve bilinçsiz olabilir, bu nedenle sözel saldırganlık saldırgan tarafından hem kasıtlı hem de kasıtsız olarak kullanılabilir. Sözlü saldırganlık (ağlama, histeri), muhatabın davranışını manipüle etmenin bir aracı olarak kullanılabilir. Örneğin saldırgan, istediğini elde etmek için acıma ve sempati uyandırmaya çalışır.
Sözel saldırganlık alanı
İnsanlar her gün agresif konuşmalarla karşı karşıya kalıyor: mağazada, çalışma ortamında, ulaşımda, sokakta. Sözlü saldırganlık ve düşmanca duyguların tezahürü ailede bile bulunur: eleştiri, sitemler, suçlamalar. Çocuklar bu davranışı öğrendikleri için ebeveynler sözlü saldırganlıktan kaçınmalıdır.
Agresif iletişim, ergenlik çağındaki çocuklar, özellikle yetimler ve tek ebeveynli ailelerin çocukları arasında yaygındır. Bu tür çocuklar, psikolojik travmanın bir sonucu olarak antisosyal davranışlara daha yatkındır. Ebeveynlerden kopma, sevgi ve onay eksikliği, çarpık bir dünya görüşüne ve bir gencin öz farkındalığına yol açar.
Ergenlerde saldırganlık düzeyinin benlik saygısı ile doğru orantılı olduğu bilinmektedir. Liderlik için çabalamak ve diğerleri üzerinde bir üstünlük duygusu, belirgin sözlü saldırganlık ile karakterizedir. Konuşma saldırganlığı, bir gencin kendini güvensiz hissettiği ve başkalarından düşmanlık hissettiği durumlarda kendini bir savunma aracı olarak gösterebilir.
Konuşma saldırganlığının kontrol edilmesi öğrenilmeli ve olumsuz duygular olumlu duygulara dönüştürülmelidir. Örneğin, içsel gerilimin ve olumsuz duyguların spora, yaratıcı ve yapıcı faaliyetlere yönlendirilmesi önerilir. Psikologlar, saldırganın provokasyonlarına yenik düşmemeyi ve sözlü saldırganlıkla yanıt vermemeyi önerir.