Ünlü İngiliz yazar Somerset Maugham bir keresinde şöyle yazmıştı: "Hayatın bana öğrettiği en değerli şey, hiçbir şeyden pişmanlık duymamaktır." Ama bu sözler göründükleri kadar iyi mi? Pişmanlık olmadan hayat mümkün mü?
İşi kolaylaştırmaya değer: Yarın, yarından sonraki gün, bir hafta için pişmanlık duymadığınız bir gün hayal edin. Görünüşe göre bu çok basit. Herkesin, bir kısmı uzun süre, hatta sonsuza kadar hafızada kalan günleri vardır, çünkü bunlar bir tür ilginç olaylarla doludur, diğerleri ise silinir, gri kalır ve boşa gider. Soru şu ki, bir insan hala geçmişten pişmanlık duymamayı nasıl ve ne zaman başarıyor?
Cevap insan psikolojisinde yatmaktadır. Her zaman yeni bir şey arayışında olan ve onları bitiren bir kişi, bulduğu şeyi hemen özlüyor. Özgürce, sınırların dışında yaşamak, her şeyin kendi yoluna gitmesine izin vermek ve her şeyi olduğu gibi kabul etmek - pişmanlık duymadan, sadece kendi ruh halinde yaşamak budur. Ancak yarın için pişmanlık duymadan yaşamaya çalışan kısım, bu tavsiyeye uyamaz. Bir insan yapısı gereği her zaman çelişkilere gömülür, yaşam yolunda hayal kırıklığı kaçınılmazdır.
Şüphe, bir bireyin kişiliğinin, arzularından bağımsız olarak birlikte yaşamaya zorlandığı yönüdür. Bir tür şüphe ve pişmanlık, herhangi bir insan vücudunda olduğu gibi, ruh halinin normal işleyişi için çıkarılan ahlaki atıklardır.
Kişi kontrolü elinde tutmaya çalıştıkça hayal kırıklığına ve pişmanlığa mahkumdur, çünkü bunlardan kurtulmanın tek yolu direksiyonu nerede bırakıp duruma teslim olacağına bakmaktır.